-
1 eşit
eşit gleich (a MATH) (-le D); gleichartig;eşit haklı gleichberechtigt;eşit haklılık <- ğı> Gleichberechtigung f;yaşça eşit gleichaltrig -
2 eşit
eyni, bərabər; eşit haklı – bərabər hüquqlubərabər, eyni, tay -
3 равноправный
eşit haklara sahip, eşit haklıравнопра́вное экономи́ческое сотру́дничество — eşit haklı ekonomik işbirliği
быть равнопра́вным с кем-л. — biriyle eşit haklardan yararlanmak
-
4 партнёрство
-
5 полноправный
(medeni) hakların tümünden yararlanan, tüm haklara sahipполнопра́вный член семьи́ — ailenin eşit haklı üyesi
полнопра́вный член экономи́ческого соо́бщества — ekonomik topluluğun tam üyesi
-
6 Recht
Recht n <Rechts; Rechte> hak; (Anspruch) ( auf A -e) hak; (Gesetzgebung) hukuk; (Gerechtigkeit) adalet;Recht haben haklı olmak;Recht sprechen bir davaya bakmak;gleiches Recht eşit hak;im Recht sein haklı olmak;ein Recht haben auf (A) -e hakkı olmak;alle Rechte vorbehalten bütün hakları saklıdır/mahfuzdur;jemandem Recht geben b-ne hak vermek;mit Recht, zu Recht haklı olarak;von Rechts wegen kanuna göre; fam aslında -
7 Recht
bürgerliche \Rechte medeni haklar;staatsbürgerliche \Rechte vatandaşlık hakları;mit welchem \Recht behaupten Sie das? hangi hakla bunu iddia ediyorsunuz?;sein \Recht fordern hakkını istemek;jdm \Recht geben birine hak vermek;zu seinem \Recht kommen hakkını almak;zu \Recht haklı olarak;\Recht haben haklı olmak;im \Recht sein haklı olmak;es ist unser gutes \Recht, uns zu beschweren şikâyet [o itiraz] etmek hakkımızdır;gleiches \Recht für alle! herkese eşit haklar!;du hast das \Recht auf einen Anwalt avukat tutmaya hakkın var;dazu haben Sie kein \Recht! buna hakkınız yoktur!bürgerliches \Recht medeni hukuk;öffentliches/kanonisches \Recht kamu/Katolik kilisesinin hukuku;gegen das \Recht verstoßen hukuku ihlâl etmek;\Recht sprechen yargılamak;nach \Recht und Billigkeit hukuka ve hakkaniyete göre -
8 право
I с1) тк. ед. hukuk, türeсоциалисти́ческое пра́во — sosyalist hukuk
буржуа́зное пра́во — burjuva hukuku
2) hakпра́во го́лоса — oy hakkı
пра́во на образова́ние — öğrenim hakkı
3) yetkiмуниципалите́т ограни́чен в свои́х пра́ва́х — belediyenin yetkileri sınırlıdır
пра́во заключа́ть коллекти́вные трудовы́е соглаше́ния — toplu sözleşme yapma yetkisi
у дире́ктора нет тако́го пра́ва — müdürün buna yetkisi yoktur
с пра́вом обжа́лования — юр. temyizi kabil olmak üzere
получи́ть пра́во на одиннадцатиметро́вый (уда́р) — penaltı (atışı) kazanmak
4) (права́) мн. ehliyetпра́ва́ на вожде́ние автомаши́ны — oto ehliyeti
••я не счита́ю, что име́ю пра́во вме́шиваться — karışmak hakkını kendimde bulamıyorum
по пра́ву — haklı olarak
аплодисме́нты он заслужи́л по пра́ву — alkışlar onun hakkıydı
II вводн. сл.на ра́вных пра́вах — eşit haklardan yararlanarak
пра́во, не зна́ю — valla bilmem ki
Перевод: со всех языков на все языки
со всех языков на все языки- Со всех языков на:
- Все языки
- Со всех языков на:
- Все языки
- Азербайджанский
- Немецкий
- Турецкий